Belleğe Bulanmış Yaşam Görüsü
- Arda Koçaş (Kamalanathananda)
- 13 Tem 2023
- 1 dakikada okunur
Sesin zihnimizde yarattığı ilk etkinin ve bulduğu anlamın, onun esasından ve ait olduğu hikayeden ne kadar farklı olduğunu fark edebilsek, ne kadar sanrısal bir gerçekliğimiz olduğunu algılayabilir miydik?
Sözcüklerin zihnimizde yarattığı ilk etkinin ve bulduğu anlamın, cümlenin mesajından ne kadar uzak olduğunu algılayabilsek, daha dikkatli dinlemeye, daha dikkatli okumaya eğilim gösterebilir miydik?
Cümlelerin zihnimizde yarattığı ilk etkinin ve bulduğu anlamın, aktarımın içeriğinden ne kadar sapmış olduğunu fark edebilsek, hayali olanı bırakma, ve gerçeğe tutunma çabası içerisinde olabilir miydik?
Peki biri bize, doğru kabul ettiğimiz şeylerin doğru olmayabileceğini,
gerçek olduğuna inandığımız şeylerin gerçek olmayabileceğini,
peşinden koştuğumuz amaçların acıya, iradelerin ise körlüğe yol açtığını söylese,
bizi bu uykudan sarsarak uyandırmasını ister miydik?
Peki gerçekten uyanabilir miydik?
Belleğimiz bize; geçmiş algılayışların, geçmiş deneyimlerin, geçmiş düşünce biçimlerinin etkisiyle, sürekli olarak belirli bir açıdan bakmayı, belirli bir açıdan hareket etmeyi empoze eder.
Dolayısıyla yaşam deneyiminde stabilitenin, sürdürülebilirliğin, sonuca ulaşmanın temel faktörlerinden birisi olarak bellek, eğer rafine olmamış, bilgi ile saflaşmış bir aklın süzgecinden geçerek hizmet etmiyorsa, onun zihinsel bilinçte yarattığı yönlendirici modifikasyonlar, ayırt edici bir zihin tarafından filtrelenmiyorsa, o zaman bizi aynı zamanda sınırlanma, koşullanma gibi sahalar, ve geçmiş deneyimlerin etkisiyle bulanmış bir yaşam görüsü bekliyor olacaktır.
Tam da bu sebepten, bir yogi'nin temel faaliyet alanlarından birisi, geçmişin şimdi ile olan ilişkisinde, ilişiksizlik makamına yerleşerek gözlemci prensibinde kalabilmek, ve ayırt edici görüye sahip olarak, düşüncenin kozmik dansında yönetim erkinin sürekliliğini sağlayabilmektir.
Yorumlar