top of page

Delirmiş Dünyanın Sakinleri

  • Arda Koçaş (Kamalanathananda)
  • 25 Eki 2023
  • 2 dakikada okunur

Kimi zaman doğru veya yanlış bir hüküm beyan edilir, ve biz kendi kararımızla, kendi düşünce ve inançlarımız doğrultusunda, bu hükümle ilgili bir kanıya sahip oluruz. Dolayısıyla hükmün bizim için geçerliliği, bizim onunla kurduğumuz ilişkiye bağlıdır. Bu sebepten bir objektif, bir de subjektif realite vardır. Bir başka deyişle aslen herkes, gerçek ne olursa olsun, kendi düşünce ve inançları aracılığı ile kendi subjektif realitesinde yaşam sürer. Bu husus; kendini gerçeğe adamış, gerçeğe hizmet etmek isteyen, gerçeği amaç edinmiş kişiler için oldukça zorlayıcı bir deneyim yaratabilir. Çünkü onlar, zihin tarafından koşullanmış olduklarının farkında olarak, realitelerinin gerçek olmayan türlü olgular ile donanmış olduğunun bilgisindedirler, ve bu yolcu için hem kabullenmesi, hem de deneyimlemesi kolay bir olgu değildir. Fakat aynı husus; kendini arzularına adamış, kendi menfaatine hizmet etmek isteyen; bedensel, zihinsel ve egosal hazzı yaşam amacı edinmiş kişiler için oldukça heyecan verici olabilir. Çünkü onların, alternatif bir realite yaratarak, şahsi amaçların peşinden koşabilmelerini, zihinlerinde yeşerttikleri türlü hazları doyurabilmelerini sağlar. Farklı insan tipleri ve odaklanmaları arasında, böyle kritik bir ayrım yapmışken sormak yerinde olacaktır: Delirmiş Dünyanın Sakinleri nedir? Tam olarak neyi ifade eder? Öncelikle kapsayıcılık doğasına ait kollektif bir tespit olma nitelliğine sahip olduğu, ve bizler bu global dokunun indirgenmiş bir fraksiyonundan ibaret olduğumuz için, bu başlığın da bir kapsayıcı, ki buna kollektif de diyebiliriz, bir de indirgeyici, yani subjektif okuması vardır. Kapsayıcılık doğasına ait kollektif bir tespittir, çünkü dünyanın delirmiş olduğunu dile getirir. Aynı zamanda indirgeyici ve subjektif bir okuma getirir, çünkü bu ifade ettiğimiz kollektif, birey adını verdiğimiz fraksiyonlardan ibarettir ve her birey kendi subjektif realitesinde yaşam sürer. Dolayısıyla görürüz ki başlık bizi, pasif bir okuyucu olmaya değil, proaktif bir katılımcı olmaya yönlendirerek bir düşünce sekansına teşvik eder. Şartlar ve koşullar ne olursa olsun, insanlık hangi realitenin içinden geçiyor olursa olsun, bizim seçiyor olduğumuz şey nedir? Amaçlarımız, inançlarımız, odaklanmalarımız; hangi prensiplerin, hangi varoluşsal unsurların yörüngesinde olmaya yöneliktir? Alışılagelmiş ve kısır döngü doğasına ait birçok fuzuli sorgulamayı saf dışı bırakarak, bizi çok temel bir odaklanmaya getiren bu düşünce sekansları, peşi sıra birçok yüzleşmeyi, birçok karar ve tercihi de beraberinde getirir. Bu karar ve seçimler de sonucunda, kişinin Dünyanın Delirmişlerinden mi, yoksa Kendi Varlığının Dingin Sessizliğinde kalabilenlerden mi olacağını belirler.


 
 
 

Yorumlar


© 2016 by Arda Kocas. All rights reserved

bottom of page